İslam Mmedeniyetinin Ahvali

İslam medeniyetinin bugün geldiği nokta bellidir. Mesele bu noktaya nasıl gelindiği.
İslamiyet 7.yy da geldi.
9. yy da çok geniş bir coğrafyaya yayıldı.
9-13.yy medeniyet olarak altın çağını yaşadı.
14-16.yy larda bir duraklama dönemine girdi ve
17.yy dan sonra çöküşe geçti.
Bu dönem yani 9.yy ile 16.yy arasında ilim ve fen konusunda dünya çapında dehalar yetişti.
Bunlardan başlıcaları:
Cabir Bin Hayyan;
Batıda Geber olarak bilinir. Kimyanın Kurucusu (Simyanın babası).
El Harezmi Hârezmî ya da tam adıyla Ebû Ca'fer Muhammed bin Mûsâ el-Hârizmî;
Algoritmanın bulucusu Cebir Matematiğinin Mucidi, matematik, gökbilim ve coğrafya alanlarında çalışmış Fars bilim adamı.
Kindî Filozof Kindi veya tam adıyla Ebū-Yūsuf Ya’kūb ibn Ishāk el-Kindī;
Abbasi halifelerinden özel ilgi ve destek gören Kindi, astronom ve astrolog olarak sarayda görevini de yürüttü.
Battanî Astronom Ebu Abdullah Muhammed bin Cabir bin Sinan er-Rekki es-Sabi el-Battani;
Latince Albategnius, Albategni ya da Albatenius olarak bilinen, Arap astronom, astrolog ve matematikçidir.
Ebu Bekr Muhammed Razi;
İslam Medeniyetinin yetiştirdiği ilk meşhur doktor. O dönemde aynı hastalık olduğu sanılan kızıl, kızamık ve çiçeğin ayrı hastalıklar olduğunu ilk o keşfetmiştir. Aynı zamanda göz ameliyatını fenni usulle yapan ilk doktordur. 100’e yakın eseri vardır. Batı dillerine çevrilen çoğu kitabı, ders kitabı olarak kabul görmüştür. Avrupa’da Razos ismiyle meşhurdur.
ibn-i Sina ;
Asırlarca dünya tıbbını etkileyerek yön verdi. Kanun ve Şifa adlı eserleri batı dillerine çevrilmiş ve 600 yıla yakın ders kitabı olarak kullanılmıştır, ibn-i Sina, aynı asırda yaşayan büyük alim El-Biruni’nin (973-1051) tıp ve eczacılığa dair 1050 senesinde (80 yaşındayken) tamamladığı Kitab-üs-Saydalâ isimli eseri Avrupa dillerine çevrilmiş ve batının tıp okullarında kaynak kitap olmuştur.
Ez-Zehravi (Ebü’l-Kasım Halat ibn-i Ab- bas);
Cerrahinin babası olarak kabul görmüştür. Pek çok cerrahi alet keşfetmiş ve nasıl kullanıldıklarını en ince noktalarına kadar açıklamıştır. Cerrahi, dahiliye, göz hastalıkları, ortopedi, beslenme, eczacılık, kısaca tıbbın tüm dallarını ihtiva eden 30 ciltlik bir tıp ansiklopedisi yazmıştır. Et-Tasrif ismini verdiği bu kitap öyle meşhur olmuştur ki, Avrupa’nın birçok üniversitesinde 12. asırdan 17. asra kadar, tıp eğitiminde ibn-i Sina’nın Kanun kitabının yerini almıştır.
İbn Rüşd, Endülüslü-Arap felsefeci, hekim, fıkıhcı, matematikçi ve tıpçı.
İbn-i Haldun Ebu Zeyd Abdurrahman bin Muhammed bin Haldun el Hadramî;
Tanına kısa adıyla İbn-i Haldun, modern historiyografinin, sosyolojinin ve iktisatın öncülerinden kabul edilen 14. yüzyıl düşünürü, devlet adamı ve tarihçisi.
Mevlana Celaleddin Rumi;
Atomun parçalandığında enerji açığa çıkaracağını söyleyen ilk insan: 'HER ZERRE, İÇİNDE BİR GÜNEŞ TAŞIR ZERRE AÇAR DA AĞZINI GÜNEŞ ÇIKARSA O PUSUDAN ORTALIK TUZ BUZ OLUR IŞILTISINDAN'
İbn-i Heysem;
Optik alanında ve Fotoğraf makinesinin çalışma mantığını ortaya çıkaran bilim adamıdır, onun icatları daha sonraları teleskop ile astronomi, mikroskop ile de biyoloji alanlarında çığır açmıştır.
İlk Uçan İnsanlar: 1. Endülüslü Abbas Kasım İbn Firnas 2. Osmanlılı Hazarfen Ahmet Çelebi
Ebû’l İz İbni İsmail İbni Rezzaz El Cezerî;
Robot bilimi üzerinde çalışmalar yapan ilk insan: El-Cezeri Robotlar, su ile çalışan gelişmiş makineler, kan toplama kapları, şifreli kilitler, otomatik çocuk oyuncakları, termoslar, fıskiyeler, kan alma düzenekleri, su çıkarma makineleri, abdest alma düzenekleri ve nice buluşlar…,Leonardo Da Vinci’ den 150 yıl önce yıl önce yaşamış ve mekaniği ondan daha iyi kullanan bir bilim insanı. İngiliz ve Alman bilim adamları tarafından 1800′lü yıllarda, Türk bilim insanları tarafından ise 2000′li yıllarda keşfedilen bir Türk dehası. Onun şu sözü bilim ile uygulama arasındaki ilişkiyi çok güzel anlatır: ”Uygulamaya dönüşmeyen bilim, doğru ile yanlış arasında bir yerdedir. Sibernetik Robot Biliminin ve Mekaniğin Babası, Hidromekanik Dehası El Cezerinin ”Olağanüstü Mekanik Araçların Bilgisi Hakkında Kitap , * Arapça orijinal ismi; Kitab-ül Camii Beyn-el ilmi vel-amel En Nafi-i fi Sınaat-il hiyel -İngilizcesi çeviri ismi; Al Jazari’s Book of Knowledge of Ingenious Mechanical Devices)
Ebu Reyhan Muhammed bin Ahmed el-Birûnî;
Fars kökenli İslam bilgini. Batı dillerinde adı Alberuni veya Aliboron olarak geçer. Gökbilim, matematik, doğa bilimleri, coğrafya ve tarih alanındaki çalışmalarıyla tanınır. İlk modern antropolojinin kurucusudur ayrıca küresel trigonometriyi bulan ilim adamıdır.
Ebû Bekr Muhammed bin Zekeriyyâ er-Râzî;
Fars simyacı, kimyager, hekim ve filozof.
GELELİM BAYANLARA
Bugün Arabistan’ da kadınlara ehliyet verilmiyor. Birçok İslam ülkesinde nüfusun %50 si kadın olmasına rağmen toplum üzerinde hiçbir değeri yoktur. Bizde dahi kadını eve tıkıp, sadece çocuk doğurup ev işleri yapan bir makine gibi gören zihniyet yok mu? Hala kız çocuklarını okutmayanlar bulunmakta. Fakat İslam medeniyeti bunun tam tersine şahitlik etmiştir.
Meryem El İcliyye (El-Usturlabi diye de bilinir);
İlk kadın gök bilimcisi, yaptığı usturlab ile gök cisimlerinin yüksekliğini ölçen Bilim KADINI
Fatima el-Firhi;
859 yılında Fas’ın Fez kentinde birinci seviye eğitim sunan bir üniversite açtı. Kız kardeşi Miriam, üniversiteye bitişik bir cami kurdu ve iki yapı birden Karaviyyin Medresesi’ni oluşturdu. Yaklaşık 1200 yıl sonra hala açık olan medresenin, İslam geleneğinin temel değerlerini öğrenmek için ayrı bir yere sahip olduğu ifade ediliyor. Ayrıca, El Firhi kardeşlerin dünya çapındaki genç Müslüman kadınlara örnek olması umuluyor.
Görüldüğü üzere İslam medeniyeti bugünkü hali 17.yy dan sonra Allah’a ulaşma yolunda ilim ve fenle uğraşmak yerine dünyadan elini eteğini çekmekten kaynaklanıyor.
Özellikle devlet otoritesinde olanlar insanların düşünmemelerini, inzivaya çekilip hiçbir şeyle uğraşmamalarını sağlamışlardır. Bunun içinde şeyhler türemiş ve insanları ilimden ve fenden uzaklaştırmışlar, siz düşünmeyin ya da düşünemezsiniz bizden gelen bilgi ile yetinin denmiştir. Ayrıca şeyhler sanki Hz. Muhammed S.A.V den sonra tek ilim sahibi kendileriymiş gibi çok büyük kitleleri neredeyse hipnotize edip, kendi bünyelerine çekerek insanları Allah yolundan ve onun ilminden uzaklaştırmışlardır.
Sonuç olarak;
Biz Müslümanlar olarak artık aklımızı başımıza devşirmemizin zamanı geldi de geçiyor bile.
Allah Kuran-ı kerimde yaklaşık 700 ayette aklımızı kullanmamızı söylüyor.
Yunus (100) Allah'ın izni olmadıkça hiç bir kimsenin iman etmesi mümkün değildir. Akıllarını güzelce kullanmayanları Allah pislik içinde bırakır!”
Zümer (17-18) Şeytana ve putlara kulluk etmekten kaçınıp, Allah'a yönelenlere, onlara, müjde vardır. Dinleyip de, en güzel söze uyan kullarımı müjdele. İşte Allah'ın doğru yola eriştirdiği onlardır. İşte onlar akıl sahipleridir.
Enam (98) Sizi bir tek candan yaratan O'dur. Demek ki, bir karar yeri, bir de emanet yeri vardır. Gerçekten, ayetlerimizi ince anlayışlı olanlar için açıkladık.
Ali imran (79) İnsanlardan hiçbir kimseye, Allah kendisine kitap, hüküm ve peygamberlik verdikten sonra, kalkıp insanlara: «Allah'ı bırakıp bana kul olun.» demesi yakışmaz. Fakat onun: «Öğrettiğiniz ve okuduğunuz kitap gereğince Rabb'e halis kullar olun
Ankebut (20) De ki: «Yeryüzünde bir gezinin de bakın O'nun yaratma işini başlangıçta nasıl yaptığına; sonra da Allah, neş'e-i uhra'yı (son yapışı) inşa edecektir.» Şüphesiz Allah, her şeye gücü yetendir.
Fussilet (53) Biz onlara hem ufuklarda ve hem kendi nefislerinde delillerimizi göstereceğiz ki, Kur'ân'ın hak olduğu kendilerine açıkça belli olsun. Senin Rabbinin her şeye şahit olması kafi değil mi?