Sevginin Nefretten Farkı
1 sayfadaki 1 sayfası
Sevginin Nefretten Farkı
SEVGİ ve NEFRET kavramları duygu anlamında “–“ ve “+” nın sıfır noktasından çıktığı farz edilse o sıfır noktası İNSANDIR. Merkezleri insan ve onun duyguları olduğu için SEVGİ ve NEFRET i aynı kefeye koymak yanlış olur kanaatindeyim.
Bunların çıkış faktörlerine baktığımızda gerçeği daha iyi kavrarız.
NEFRET:
Nefretin kaynağı, insanın karşılaştığı ve diğer insanlar ya da olaylardan etkilenerek oluşturduğu bir tepki sonucudur. Biri size bir kötülük yapar, size maddi ya da manevi bir zararı dokunur, karşılaştığınız toplumsal bir olay sizi ziyadesiyle üzer. Dolayısıyla nefret; kişisel, toplumsal, sosyal, ekonomik, ideolojik, etnolojik kavramlar sonucudur.
Bunlara dikkat ettiğimizde aslında karşılaşılan tüm bu olayların maddi boyutta olduğunu görürüz. Yani görülebilen, analiz edilebilen, yorumlanabilen özellikleriyle bütün bunlar maddidir. Yani bunlara karşı duyulan nefretin maddi anlamda bir sebebi vardır.
SEVGİ:
Sevginin kaynağı tamamen tinsel diğer bir ifade ile ruhsaldır ve kaynağı maddi değildir. Yani sevgide mantık aranmaz, sevgi sebepsizdir, karşılıksızdır, sevgi maddi değerlere bağlı değildir.
Gelelim insana:
İnsanda iki duygu merkezi bulunmaktadır. Bunlardan biri beyin diğer ise gönüldür (yürek ya da kalp değil).
İnsan beyni, maddi olayların analizini, değerlendirmesini yapar ve bunlara karşılık bir tepki verir. Bu tepkiler bizim günlük hayatımızı oluşturur. Günlük hayattaki tüm davranışlarımızın kaynağı beynimizden gelen bu tepkilerdir. Nefret de bunlardan biridir.
İnsanın gönlü ise manevi anlamdaki olaylara tepki verir. İnanç, sevgi, aşk, ahlak manevi olaylardır. Diğer bir deyişle mana âlemine aittir, ruhsaldır.
Yüce Yaradan insanı yaratırken kendinden bir nefes vermiştir. Bu nefes bizim ruhumuzu oluşturmaktadır. Hal böyle ise sevgi de ruhsal bir olgu olduğundan aynı zamanda Tanrısaldır. Bu bağlamda insanın gönlünde yorumlanıp uygulama bulan sevginin kaynağı Tanrı’ dır.
Hem kaynakları açısından hem işlevlik açısından hem hayattaki etkileri açısından SEVGİ ile NEFRET asla aynı değildir, bir birinden çok farklıdır.
Bunların çıkış faktörlerine baktığımızda gerçeği daha iyi kavrarız.
NEFRET:
Nefretin kaynağı, insanın karşılaştığı ve diğer insanlar ya da olaylardan etkilenerek oluşturduğu bir tepki sonucudur. Biri size bir kötülük yapar, size maddi ya da manevi bir zararı dokunur, karşılaştığınız toplumsal bir olay sizi ziyadesiyle üzer. Dolayısıyla nefret; kişisel, toplumsal, sosyal, ekonomik, ideolojik, etnolojik kavramlar sonucudur.
Bunlara dikkat ettiğimizde aslında karşılaşılan tüm bu olayların maddi boyutta olduğunu görürüz. Yani görülebilen, analiz edilebilen, yorumlanabilen özellikleriyle bütün bunlar maddidir. Yani bunlara karşı duyulan nefretin maddi anlamda bir sebebi vardır.
SEVGİ:
Sevginin kaynağı tamamen tinsel diğer bir ifade ile ruhsaldır ve kaynağı maddi değildir. Yani sevgide mantık aranmaz, sevgi sebepsizdir, karşılıksızdır, sevgi maddi değerlere bağlı değildir.
Gelelim insana:
İnsanda iki duygu merkezi bulunmaktadır. Bunlardan biri beyin diğer ise gönüldür (yürek ya da kalp değil).
İnsan beyni, maddi olayların analizini, değerlendirmesini yapar ve bunlara karşılık bir tepki verir. Bu tepkiler bizim günlük hayatımızı oluşturur. Günlük hayattaki tüm davranışlarımızın kaynağı beynimizden gelen bu tepkilerdir. Nefret de bunlardan biridir.
İnsanın gönlü ise manevi anlamdaki olaylara tepki verir. İnanç, sevgi, aşk, ahlak manevi olaylardır. Diğer bir deyişle mana âlemine aittir, ruhsaldır.
Yüce Yaradan insanı yaratırken kendinden bir nefes vermiştir. Bu nefes bizim ruhumuzu oluşturmaktadır. Hal böyle ise sevgi de ruhsal bir olgu olduğundan aynı zamanda Tanrısaldır. Bu bağlamda insanın gönlünde yorumlanıp uygulama bulan sevginin kaynağı Tanrı’ dır.
Hem kaynakları açısından hem işlevlik açısından hem hayattaki etkileri açısından SEVGİ ile NEFRET asla aynı değildir, bir birinden çok farklıdır.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz